-
1 önem vermek
v. attach importance to, give weight to, consider important, care, regard, value, take cognizance of, make a point of, feature, look to, note -
2 önem vermek
dihindan--------girîngîdan -
3 önem vermek
"to attach importance; to take heed (of sth)" -
4 çok önem vermek
v. make much of -
5 önem
önem Wichtigkeit f, Bedeutung f;önem taşımak Bedeutung haben;-e önem vermek Bedeutung beimessen D; -
6 önem
önem s1) Relevanz f, Wichtigkeit f, Belang m, Erheblichkeit f2) Bedeutung f\önem kazanmak an Bedeutung gewinnenbir işe \önem vermek einer Sache Bedeutung beimessenbunun \önemi var/yok das hat eine/keine Bedeutung\önemini yitirmek an Bedeutung verlierenbir işin/eylemin \önemini küçümsemek die Bedeutung einer Sache/Tat unterschätzen -
7 önem
ва́жность (ж)* * *значе́ние, ва́жность, зна́чимость, значи́тельностьönem taşımak — име́ть значе́ние, зна́чить
önem vermek — придава́ть значе́ние
gereken önem vermek — придава́ть до́лжное значе́ние
bunun önemi yok — э́то не име́ет значе́ния
büyük bir önem kazanmak — приобрета́ть большо́е значе́ние
ne önemi var? — како́е [э́то] име́ет значе́ние?
olaganüstü önemde siyasî olaylar — чрезвыча́йно ва́жные полити́ческие собы́тия
-
8 vermek
vt1) geben5) (oy) abgeben; ( gazeteye ilan) aufgebenbana yarısını verdi er hat mir die Hälfte abgegeben6) ( dilekçe) einreichen7) sportseti \vermek den Satz abgeben8) ( unvan) verleihen9) ( hesap) ablegen -
9 önem
importance. - vermek /a/ to consider (someone, something) important. -i yok. colloq. It doesn´t matter./It´s not important. -
10 ehemmiyet vermek
to attach importance önem vermek -
11 waarderen
önem vermek [-ir] v -
12 zich bekommeren om
önem vermek [-ir] v -
13 make a point of
önem vermek, dikkat etmek, özen göstermek* * *(to be especially careful to (do something): I'll make a point of asking her today.) özen göstermek -
14 attach importance to
önem vermek, önemsemek -
15 attach importance to
önem vermek, önemsemek -
16 اعتنى
اِعْتَنَى1. aldırmakAnlamı: değer vermek, önem vermek2. tınmakAnlamı: ilgilenmek3. umursamakAnlamı: önem vermek4. özenmek5. bakmakAnlamı: önem vermek, üzerinde durmak6. gözetmekAnlamı: önem vermek -
17 عني
Iعَنِيَ1. köpeklemekAnlamı: çok yorulmak2. didinmekIIعُنِيَ1. aldırmakAnlamı: değer vermek, önem vermek2. tınmakAnlamı: ilgilenmek3. umursamakAnlamı: önem vermek4. özenmek5. bakmakAnlamı: önem vermek, üzerinde durmak6. gözetmekAnlamı: önem vermek -
18 aldırmak
1. اعتنى [اِعْتَنَى]Anlamı: değer vermek, önem vermek2. رقب [رَقَبَ]Anlamı: değer vermek, önem vermek3. عني [عُنِيَ]Anlamı: değer vermek, önem vermek -
19 رقب
رَقَبَ1. aldırmakAnlamı: değer vermek, önem vermek2. kollamakAnlamı: göz önünde tutmak, gözlemek3. gözetmekAnlamı: önem vermek4. bakmakAnlamı: önem vermek, üzerinde durmak5. denetlemekAnlamı: murakabe etmek, teftiş etmek, kontrol etmek -
20 bakmak
1. اعتنى [اِعْتَنَى]Anlamı: önem vermek, üzerinde durmak2. رقب [رَقَبَ]Anlamı: önem vermek, üzerinde durmak3. عني [عُنِيَ]Anlamı: önem vermek, üzerinde durmak
См. также в других словарях:
önem vermek — değer vermek, önemli saymak Mustafa Kemal in hareketine gittikçe daha çok önem vermektedir. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
önem — is. Bir şeyin nitelik veya nicelik bakımından değeri olma durumu, ehemmiyet Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller önem vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ehemmiyet vermek — önem vermek, önemsemek Randevu saatlerine ehemmiyet verir misiniz? K. Tahir … Çağatay Osmanlı Sözlük
paye vermek — değer, önem vermek Onlar, bize bir esirden fazla paye vermemek fikrindedirler. H. C. Yalçın … Çağatay Osmanlı Sözlük
değer vermek — değerli saymak, önem vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
kuvvet vermek — (bir şeye) bir konuya çok önem vermek Matematiğe kuvvet verince öbür derslerini yetiştiremedi … Çağatay Osmanlı Sözlük
mehelsimek — önem vermek, kıymet vermek … Beypazari ağzindan sözcükler
kulak asmak — önem vermek, dinlemek Bunların sözlerine ne diye kulak asıyor, ona göre yapacağın işi kestiriyorsun? M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
bakmak — e, ar 1) Bakışı bir şey üzerine çevirmek Zamanla nasıl değişiyor insan / Hangi resmime baksam ben değilim. C. S. Tarancı 2) Aramak 3) Bir şeyin yüzü bir yöne doğru olmak Limana bakan penceresinden deniz görünürdü. O. V. Kanık 4) Bir şeyin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ehemm — (A.) [ ﻢها ] en önemlisi. ♦ ehemmiyet atfetmek önem vermek, önemsemek ♦ ehemmiyet kesb eylemek önem kazanmak … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
aldırmak — nsz 1) Alma işini yaptırmak Söyledim, söyledim, bir urgan aldıramadım. N. Cumalı 2) i, e Getirtmek Ne yaptı yaptı, nişanlısını oraya aldırdı. C. Uçuk 3) Vücuttan herhangi bir parçayı veya organı sağlık sebebiyle çıkarttırmak Bademcik aldırmak.… … Çağatay Osmanlı Sözlük